Avukat Özdemir: Dolandırıcılık artık bireysel değil, sistematik hale geldi
Son dönemlerde internet ve sosyal medya üzerinden yapılan dolandırıcılık olaylarında ciddi artış yaşandığını belirten Avukat Muhammed Ali Özdemir, vatandaşları ve esnafları dikkatli olmaları konusunda uyardı.
Son yıllarda internet üzerinden yapılan alışverişler ve sosyal medya aracılığıyla gerçekleştirilen işlemlerde dolandırıcılık olaylarında ciddi artış yaşanıyor. Sadece bireysel kullanıcılar değil, esnaflar da sahte dekontlarla kandırılarak mağdur ediliyor.
Avukat Muhammed Ali Özdemir, internet ve sosyal medya üzerinden yapılan dolandırıcılık vakalarındaki artışa dikkat çekerek vatandaşları uyardı.
Özdemir, sahte dekont ve internet üzerinden yürütülen dolandırıcılıkların "nitelikli dolandırıcılık suçu" sayıldığını ve 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası gerektirdiğini belirtti. Mağdurların delillerini koruyarak savcılığa başvurmaları gerektiğini vurgulayan Özdemir, "Sessiz kalmak dolandırıcıların elini güçlendirir." dedi.
"Sistematik hale dönüştü"
İLKHA muhabirine konuşan Özdemir, özellikle internet alışverişleri ve sosyal medya aracılığıyla yapılan işlemlerde dolandırıcılık yöntemlerinin çeşitlendiğini söyledi. Özdemir, "Artık bu tür eylemler bireysel olaylar olmaktan çıkıp sistematik hale gelen dolandırıcılık faaliyetlerine dönüştü. Esnaflar da bu dolandırıcılıkların mağduru olabiliyor. Gönderilen sahte dekontlarla mal teslimine yönlendiriliyorlar ve ürün teslim edildikten sonra ödeme yapılmıyor." dedi.

"Bu suçun cezası 3 yıldan 10 yıla kadar hapis"
Hukuki açıdan bu tür fiillerin Türk Ceza Kanunu'nun 157'nci ve 158'inci maddeleri kapsamında nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğunu belirten Özdemir, "İnternet ve sosyal medya üzerinden işlenen dolandırıcılıklar, TCK 158/1-f maddesi gereğince nitelikli haldir. Bu suçun cezası 3 yıldan 10 yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezasıdır. Ayrıca yargılaması Ağır Ceza Mahkemesinde yapılır." ifadelerini kullandı.
"Mağdurlar delillerini koruyarak savcılığa başvurmalı"
Dolandırıcılık mağdurlarının en önemli adımının delilleri korumak olduğunu vurgulayan Özdemir, "Yazışmalar, ekran görüntüleri, gönderim yapılan IBAN numaraları ve dekontlar mutlaka saklanmalı. Bu belgelerle birlikte en yakın Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyet dilekçesi verilmelidir. Dilekçede olayın tarihi, yazışılan kişiler ve ödeme yapılan hesap açıkça belirtilmelidir." dedi.
Savcılık soruşturması sonucunda faillerin tespit edilmesiyle ceza davası açılacağını hatırlatan Özdemir, mağdurların yalnızca ceza davasıyla yetinmeyip "hukuk yoluyla tazminat davası" da açabileceklerini söyledi. Özdemir, "Türk Borçlar Kanunu’nun 49'uncu maddesi gereğince, dolandırıcılık aynı zamanda bir haksız fiildir. Bu nedenle maddi ve manevi tazminat talep etmek mümkündür." diye konuştu.
"Sessiz kalmak dolandırıcıların elini güçlendiriyor"
Vatandaşların çoğu zaman utandıkları veya "benim başıma gelmez" düşüncesiyle şikâyetçi olmadıklarını belirten Özdemir, bu durumun dolandırıcıları cesaretlendirdiğini ifade etti. Özdemir, "Her yeni şikâyet dosyaya yeni deliller kazandırır ve faillerin yakalanmasını kolaylaştırır. Bu yüzden sessiz kalmak, dolandırıcıların elini güçlendirir." ifadelerini kullandı.

"Bilinçli kullanıcı olmak en güçlü silahtır"
Vatandaşlara internet alışverişlerinde dikkatli olmaları uyarısında bulunan Özdemir, "Alışverişlerde her zaman kurumsal ve bilindik platformlar tercih edilmeli. Sosyal medyada gönderilen linklere veya bireysel satıcılara karşı temkinli olunmalı. Güvenli ödeme sistemleri kullanılmalı, mümkünse kapıda ödeme yöntemi tercih edilmelidir." dedi.
Son olarak Özdemir, "Dolandırıcılık yöntemleri değişiyor olsa da sonuç değişmiyor. Büyük bir mağduriyet. Bilinçli kullanıcı olmak, dolandırıcılara karşı en güçlü silahtır." ifadelerini kullandı. (İLKHA)
هشدار حقوقی: تمامی حقوق اخبار، عکس ها و فیلم های منتشر شده متعلق به İlke Haber Ajansı Basın Yayın San می باشد. تجارت مانند. تحت هیچ شرایطی نمی توان از تمام یا بخشی از اخبار، عکس ها و فیلم ها بدون قرارداد کتبی یا اشتراک استفاده کرد.